Mısır gazetesinde Çin Cumhurbaşkanı'nın imzasıyla yayımlanan makalenin tam metni
2016/01/28

Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping, Mısır’a yapacağı resmî ziyaret öncesinde Mısırlı El Ahram gazetesinin salı günkü nüshasında “Çin-Arap Dostluğu Nil Misali Aksın” başlıklı bir makale yayımladı. Makalenin Türkçe çevirisini aşağıda sunuyoruz:

“Çin-Arap Dostluğu Nil Misali Kabarsın/İleriye Aksın”

Sayın Xi Jinping

Çin Halk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı

Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi’nin daveti üzerine Mısır’a resmî bir ziyaret gerçekleştireceğim. Bu, Çin Cumhurbaşkanı olarak Orta Doğu’ya ve Arap ülkelerine ilk ziyaretim ve 2016 yılındaki ilk dış ziyaretim olacak. Amacım, Mısırlı ve Arap dostlarımızla iş birliği ve kalkınmayı ele almak, dostluğumuzu tazelemek. Dostluk, iş birliği ve karşılıklı fayda dolu olacak bu geziyi sabırsızlıkla bekliyorum.

“Mısır, Nil’in armağanıdır.” 16 yıl evvel Mısır’ı ilk kez ziyaret ettiğimde, antik Mısırlıların tarım üretimi için Nil’deki taşkınlarını nasıl dizginlediğini öğrenmiştim. Mısır uygarlığının anası olan Nil’i hayretle izlemiş, Mısır halkının bilgeliği ve gücü nedeniyle büyülenmiştim…

Muhteşem Nil, o günden beri zihnime kazılıdır.

2014 yılının sonlarından bu yana, Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi ile Beijing’de iki buluşma gerçekleştirdim. Çin-Mısır ilişkilerini kapsamlı stratejik ortaklık seviyesine yükseltme yönündeki uzlaşımız ikili ilişkilere sürat kazandırdı. Cumhurbaşkanı Sisi’nin Çin Halkının Japon Saldırganlığına Karşı Direniş Savaşı’nda ve Dünyanın Faşizme Karşı Savaşı’nda elde edilen zaferlerin 70. yıldönümünü anma etkinliklerine katılmak üzere geçtiğimiz eylül ayında yaptığı Beijing ziyareti, 2. Dünya Savaşı’nın muzafferane neticelerini ve savaş sonrası uluslararası düzeni idame ettirmek üzere Arap dünyası adına yapılmış doğru bir ziyaretti.

Hem Çin hem de Mısır, çok eski medeniyetler. Halklarımız arasındaki dostça temaslar antik çağlara uzanıyor. 2 bin yıldan fazla süre önce, Çin’in Han Hanedanı sarayından İskenderiye’ye elçiler gönderildi. Eski İpek Yolu, iki tarafı birleştiren bir bağdı.

Modern çağlarda Çin ve Mısır halkları, sömürgecilik ve hegemonyaya karşı mücadelede birlikte saf tuttu. 60 yıldan fazla süre önce Çin Başbakanı Zhou Enlai ve Mısır Cumhurbaşkanı Cemal Abdül Nasır, Endonezya’nın Bandung kentinde el sıkıştı. Çin ve Mısır, o günden bu yana el ele vermiş ve gelişmekte olan ülkelerin haklarını ve çıkarlarını koruma ortak gayesini benimsemiştir.

Geçtiğimiz 60 yıldan fazla süre içinde Çin-Mısır ilişkileri değişen uluslararası ve bölgesel durumların sınamasından geçerek istikrarla ileriye doğru ilerledi. İki taraf, birbirine karşılıklı anlayış, saygı, güven ve destek ile yaklaştı ve verimli bir iş birliği yürüttü. Çin, Mısır halkının ülkelerinin geleceği için bağımsızca seçim yapmasını desteklemektedir. Çin, Mısır hükümetinin toplumsal istikrarı ve ekonomik gelişmeyi koruma çabalarını desteklemektedir. Çin, Mısır’ın bölgesel ve uluslararası meselelerde aktif bir rol oynamasını desteklemektedir.

Çin, Mısır ile ilişkilerini stratejik ve uzun vadeli bir perspektiften görmeyi ve geliştirmeyi sürdürecektir. Ben ve Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi, ülkelerimiz arasındaki siyasi güveni ve stratejik iş birliğini kapsamlı şekilde derinleştirmek için birlikte çalışacağız. Böylelikle Çin ile Mısır ortak kalkınma ve ilerlemeyi başaracak ve hâlihazırda Güney-Güney iş birliği için parlak bir örnek teşkil eden Çin-Mısır ilişkileri de bu örnek rolünü oynamaya devam edecek.

Mısır, Çin ile diplomatik ilişki kuran ilk Arap ülkesi. Çin’in Mısır ile ilişkileri, Arap ülkeleriyle ilişkilerinin başlangıcına işaret etmektedir ve Çin-Arap ilişkilerinin yüksek seviyesinin ve yakınlığının da göstergesidir. 60 yıldan fazla süredir Çin-Arap dostluğu ve iş birliği tarihî bir dönüşüm geçirdi ve bu süreçte çok değerli tecrübeler kazandık. Uluslararası durumdaki değişikliklere rağmen, iki taraf birbirine saygı duymakta ve eşitler olarak yaklaşmaktadır; birbirinin dostu, kardeşi ve ortağı olarak hareket etmektedir.

Kazan-kazan ortaklığına ve ortak kalkınmaya müşterek bağlılığımız var. Değişen şeyler olsa da ortak çıkarlar ve sürdürülebilir kalkınma daima tüm tarafların ortak arayışı olmuştur. Birbirimizin toplumsal sistemlerine ve kalkınma yollarına saygı gösteriyor; medeniyetler arasında diyaloğu güçlendiriyoruz. Çin-Mısır etkileşimi ve ortaklığı yıllardır karşılıklı güven, karşılıklı destek, karşılıklı fayda ve karşılıklı refah ilkelerince yönlendirilmektedir. İki ülke, birbirinin gerçekten güvenilebilir iyi dostu, iyi kardeşi ve iyi ortağıdır.

Geçtiğimiz 60 yılda, Çin-Arap ilişkilerinde kapsamlı bir gelişme kaydedildi ve verimli neticeler elde edildi. Çin ve Arap ülkeleri arasındaki kolektif iş birliği ise 11 yıldır sürmektedir. 2014 yılında Çin-Arap Devletleri Ortaklık Forumu’nun 6’ncı Bakanlar Toplantısı’na katıldığımda, Çin ve Arap ülkeleri için İpek Yolu Ekonomik Kuşağı ve 21. Yüzyıl Deniz İpek Yolu’nun ortaklaşa inşa edilmesine dair stratejik bir vizyon ortaya koydum. Tüm taraflarca da gelecek 10 yılda Çin-Arap ülkeleri ilişkilerinin geliştirilmesi için bir tasarı benimsendi.

Çin-Arap ilişkileri şu an başarıyla gelişiyor. Mısır, Cezayir, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Katar, Sudan, Ürdün ve Irak’tan oluşan sekiz Arap ülkesi ile Çin arasında stratejik iş birliği ilişkileri ya da ortaklığı kuruldu.

2014 yılında Çin ile Arap ülkeleri arasındaki ticaret 251,1 milyar ABD Doları’nı aştı. Çin, Arap ülkelerinden 146 milyon tondan fazla petrol ithal etti ve Arap ülkelerinin ikinci büyük ticaret ortağı konumundaydı. Yedi Arap ülkesi, Asya Altyapı Yatırım Bankası’nın kurucu üyesi oldu. Geçtiğimiz 60 yılda Çin, Arap ülkelerine toplam 25,4 milyar RMB tutarında ekonomik destek sağladı, farklı uzmanlık alanlarından 20 binin üzerinde kişiye eğitim verdi ve sekiz Arap ülkesine sağlık ekipleri gönderdi. 11 Arap ülkesi, Çinli turistler için uygun destinasyonlar hâline geldi. Şu an iki taraf arasında haftada 183 uçuş gerçekleştiriliyor ve 1,02 milyon kişi Çin ile Arap ülkeleri arasında gidip geliyor.

Bir Arap atasözünde söylendiği gibi, “Hızlı gitmek istiyorsan yalnız git, uzağa gitmek istiyorsan birlikte git.” Çinliler de “Daha çok arkadaş yolculuğu kolaylaştırır” derler. Aslında, kederli ya da neşeli anlarda daima birbirinin yanında olan Çin ve Arap ülkelerini tarif edebilecek daha güzel bir ifade yok.

Günümüzde dünya derin ve karmaşık değişimlerden geçiyor. Küresel zorluklar artıyor. Küresel ekonominin iyileşmesindeki güçlükler sürüyor. Bölgesel çalkantılar alevlenerek devam ediyor ve terörizm tehdidi de apaçık yükselişte. Bu, kazan-kazan ortaklığı üzerine oturan yeni tip uluslararası ilişkilerin inşa edilmesini hiç olmadığı kadar ivedi kılıyor.

Hem Çin hem de Arap ülkeleri, kalkınma açısından kritik bir dönemde bulunuyorlar. Çin halkı, görece refah toplumunun her açıdan gerçekleşmesi ve Çin ulusunun büyük yeniden canlanması için mücadele ediyor. Arap halkı da reform için kendi yollarını keşfediyor ve ülkelerinin ulusal yeniden canlanmaları için çok sıkı çalışıyor. Böylesi ortak kalkınma misyonları ve hedefleri bizi birbirimize daha da yakınlaştırıyor.

Çin ve Arap ülkeleri, birlikte dünyanın yüzölçümünün altıda birine ve küresel nüfusun dörtte birine tekabül ediyor. Bu, Çin-Arap iş birliği için dev bir potansiyel ve parlak bir beklenti anlamına geliyor. İleriye bakarak, her yöndeki iş birliğini güçlendirmeye ve Çin ile Arap ülkelerinin stratejik ve iş birliğine dayalı ortaklığını geliştirmeye olan bağlılığımızı sürdürmeliyiz. İki taraf, geleneksel dostluğumuzu gelecek nesillere aktarmak ve iş birliğimizden daha çok kişinin faydalanmasını sağlamak için birlikte çalışmalıdır.

Çin ve Arap ülkeleri bağımsız kalkınma yolları izlemeliler. Dünya üzerinde bir her derde deva bir ilaç veya evrensel bir kalkınma modeli mevcut değil. Hiç kimse, Orta Doğu’nun tarihini ve geleceğini bölge halkından daha iyi anlayamaz. Sadece kendi kalkınma yolumuzun peşinde ilerleyerek yolculuğumuzu genişletebilir ve sağlam kılabiliriz. Arap halklarının daha iyi bir yaşam arzusu, reform için bir ivme doğurmasının yanı sıra, bölgesel istikrarın da temelinde yatmaktadır. Çin, Mısır’ı ve diğer Arap ülkelerini kendi ulusal koşullarına uyan kalkınma yollarını izlemelerinde desteklemeyi ve çağımızın meydan okumalarına yanıt vermek üzere kendi kalkınma deneyimlerini onlarla paylaşmayı sürdürecektir.

Çin ve Arap ülkeleri bölgesel barışı savunmalıdır. Orta Doğu’da istikrarsızlık varken, dünya huzurlu bir yer olamayacaktır. Tarihten alınan dersler, güç kullanmanın sorunlar için asla doğru çözüm olmadığını, sıfıra müncer veya kazanan hepsini alır anlayışlarının zamanın gereksinimleriyle örtüşmediğini göstermektedir. Farklı tarafların çıkarları arasında azami ortak payda bulmanın en emin yolu fikir birliği aramak, anlayışlı ve uyumlu olmaktır. Çin, her zaman olduğu gibi Orta Doğu barış sürecini desteklemeyi sürdürecektir. Çin, 1967 sınırlarına dayalı ve başkenti Doğu Kudüs olan tam egemenliğe sahip bağımsız Filistin Devleti’nin kurulmasını desteklemektedir. Çin, Mısır ve Arap ülkelerine Orta Doğu’da barış ve istikrarın korunması için daha çok kamu malları sağlayacaktır.

Çin ve Arap ülkeleri, karşılıklı faydaya dayalı iş birliği yürütmelidir. Bir Kuşak-Bir Yol girişimi, öz çıkarların tatminini değil, hakiki ortak refahın başarılmasını amaçlamaktadır. Çin, büyük bir piyasaya, bol sermayeye, ileri teknolojiye ve rekabetçi endüstriyel kapasiteye sahip olmanın yanında; inovasyona dayalı, koordine, yeşil, açık ve ortak kalkınmanın başarılmasında da kararlıdır. Arap ülkeleri, modernizasyonda kilit bir aşamada bulunuyorlar ve kalkınmayı ilerletme, halkın refahını artırma ve daha çok iş imkânı yaratmanın bir yolu olarak sanayileşmenin gerçekleştirilmesine odaklanıyorlar. Bir Kuşak-Bir Yol girişiminin ortaklaşa geliştirilmesiyle iki taraf birbirinin kalkınma stratejilerini birleştirebilir; enerji, ticaret ve yatırım, altyapı ve ileri teknoloji alanlarında iş birliğini derinleştirebilir ve genişletebilir. Çin, hızlı kalkınma treninde Mısır ve diğer Arap ülkelerinin de yerlerini almalarını memnuniyetle karşılamakta, kalkınma ve büyümelerimizin iyi bir şekilde kenetlenmesini ve karşılıklı olarak güçlendirilmesini ummaktadır.

Çin ve Arap ülkeleri kültürel çeşitliliği savunmalıdır. Çin uygarlığı ve Arap İslam uygarlığı, her biri özgün nitelikleriyle dünyadaki başlıca uygarlıklardandır. Birbirimize değer vermekte ve birbirimizden öğrenmekteyiz. Karşılıklı saygıya ve tevazuya dayanan bu karşılıklı öğrenme, farklı medeniyetler arasındaki temaslar açısından da muazzam bir örnek teşkil etmektedir. Çin, Mısır ve diğer Arap ülkeleriyle birlikte çalışacak ve geleneksel kültürleri devam ettirmek ve dünyanın kültürel çeşitliliğini idame ettirmek için aralıksız çabalar sarf edecektir.

Antik Mısırlılar, Nil’e hitaben bir ilahide, "Selam olsun sana ey bu topraklar üzerinde tecelli eden Nil" diye seslenirlerdi. Ortaklaşa çabalarımızla, Çin ile Mısır ve Çin ile Arap ülkeleri arasındaki dostluğun bir bütün olarak Nil misali akacağından ve bizleri ulusal yenilenmede arzu edilen noktaya eriştireceğinden eminim.

中华人民共和国驻土耳其共和国大使馆 版权所有 京ICP备06038296号 京公网安备110105002097
http://tr.china-embassy.gov.cn