Geleneksel Dostluk Sürdürmekte, İşbirliği Derinleşmekte,
2014/10/17
 

Çin ve Türkiye: Eski dostluğundan daha sağlamlaşmış stratejik işbirliği ilişkisi

Çin ve Türkiye, Asya Kıtasının en doğusu ve en batısında bulunmaktadır, iki ülke arasındaki dostluk çok eskilere dayanmaktadır. Antik İpek Yolu halklarımızın arasındaki dostluğun en güzel göstergesidir. 4 Ağustos 1971 tarihinde, Çin Halk Cumhuriyeti ve Türkiye Cumhuriyeti Paris'te bir ortak bildiri imzalayarak, birbirlerinin bağımsızlığına, egemenliğine, toprak bütünlüğüne saygı gösterme, iç işlerine karışmama, eşitlik ve karşılıklı yarar ilkelerine dayalı olarak diplomatik ilişkinin kurulmasını ilan etmiştir. Türkiye Cumhuriyeti, Çin Halk Cumhuriyeti'ni Çin'in tek meşru temsilcisi olarak kabul etmiştir. Çin Halk Cumhuriyeti ve Türkiye Cumhuriyeti arasındaki diplomatik ilişkilerin kurulması, iki ülke arasında geleneksel dostluğun devam etmesini sağlamış ve halklarımızın çıkarına uygun düşmüştür. Aynı zamanda da Avrasya kıtasının barışı, kalkınması ve işbirliğine de katkılarda bulunmuştur. Diplomatik ilişkilerimizin tesisinden itibaren, aramızdaki ilişkiler yepyeni bir döneme girmiştir. Taraflarımızın ortak çabalarıyla ikili ilişkilerimiz her zaman sağlıklı ve istikrarlı bir gelişim eğilimi sürdürmesi sağlanmıştır.

Ekim 2010'da zamanın Türkiye Başbakanı Sayın Tayyip Erdoğan'ın daveti üzerine, Çin Başbakanı Sayın Wen Jiabao Türkiye'ye resmi bir ziyaret gerçekleştirmiştir. İki ülkenin liderliği şu görüşbirliğine vamıştır: Çin ve Türkiye iki önemli yükselen ülke olarak, kendi gelişme süreçlerinin kritik dönemlerinden geçmekte, uluslararası durumun şiddetli değişimlere uğradığı günümüzde, Çin ve Türkiye arasındaki dostane işbirliğinin gittikçe büyümesi, işbirliği içeriğinin gittikçe zenginleşmesi, sadece halklarımızın çıkarına değil, aynı zamanda bölgesel hatta da dünya barışı, istikrarı ve kalkınmasına da yararlıdır. İki ülke söz konusu ziyarette Stratejik İşbirliği İlişkisinin Kurulması ve Geliştirmesine dair ortak bildiriyi de imzalayarak, ikili ilişkilerimizin gelişiminde yeni bir sayfa açmıştır.

Çin ve Türkiye arasında stratejik işbirliği ilişkisinin kurulmasından sonra, ikili üst düzey karşılıklı ziyaretler daha da yoğunlaşmış, karşılıklı siyasi güven daha da pekişmiştir. İki ülke karşı tarafın esas çıkarlarıyla ilgili ve büyük hassasiyet duyduğu konularda karşılıklı olarak birbirine destek vermektedir. Şubat 2012'de zamanın Çin Devlet Başkan Yardımcısı ve şimdiki Çin Devlet Başkanı Sayın Xi Jinping Türkiye ziyaretinde, dönemin Türkiye Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gül, Başbakanı Sayın Tayyip Erdoğan ve Meclis Başkanı Sayın Cemil Çiçek ile ikili görüşmeler yapmıştı. İki ülkenin liderliği aramızdaki ekonomik ve ticari işbirliği, özellikle bu alandaki büyük potansiyelimizi ortaya çıkarmak için kapsamlı görüş alışverişinde bulunmuş ve ilgilendikleri ortak bölgesel konular da istişarelerde bulunmuşlardır. Türk liderliği, Türkiye devletinin öteden beri Tek Çin politikasını sürdürdüğünü, terörizmin her çeşidine karşı olduklarını tekrarlamıştır. Sayın Tayyip Erdoğan aynı zamanda Türk topraklarında Çin'in bağımsızlığına, egemenliğine ve toprak bütünlüğüne zarar getirebilecek hiçbir faaliyete müsaade edilmeyeceğini vurgulamıştır. Aynı yılın Nisan ayında, Sayın Tayyip Erdoğan 27 yıldan sonra Çin'i ziyaret eden ilk Türkiye Başbakanı olarak, Çin liderliği ile ikili ilişkiler hakkında kapsamlı görüş alışverişinde bulunmuştur. Taraflar iki ülke arasında işbirliği potansyelinin çok büyük olduğu, ekonomik, ticari, yatırım, turizm, altyapı inşaatı gibi alanlarda karşılıklı yarar temelinde işbirliğini geliştirerek, Çin-Türk stratejik işbirliği ilişkisini daha da ileriye götürmek konusunda görüşbirliğine varmışlardır. Liderlerimiz arasındaki yoğun temaslar ikili ilişkilerimizin derinleşmesini hızlandırmış, Çin-Türk ilişkisi tarihin en iyi dönemine girmiştir.

Çin ve Türkiye birçok önemli uluslararası konularda benzer görüşlere sahip ve yakın işbirliği içinde bulunmaktadır. Türkiye, 2009 ile 2010 yılları arasında Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi geçici üyesi iken, Güvenlik Konseyi'nde çok aktif rol oynamış ve Çin ile birçok önemli konuda üst düzey işbirliği gerçekleştirmiştir. Çin ve Türkiye, G20 Grubu üyesi olarak, ortak global meydan okumalara karşı hareket etme, global ekonominin yönetimine yapıcı şekilde katılma, yükselen ekonomilerin global ekonomik konularda etki ve söz hakkını arttırma gibi alanlarda uzun vadeli olarak yakın koordinasyon ve istişarede bulunmalıdır.

Mayıs 2014'te CICA(Asya'da işbirliği ve Güven Arttırıcı Önlemler Konferansı) 4. Zirvesi'nde Çin, Türkiye'den dönem başkanlığını devralmıştır. Çin ve Türkiye, CICA'yı bütün Asya ülkelerini kapsayan bir güvenlik diyalogu platformuna dönüştürme, CICA ülkeleri halkları arasında iletişim ağı kurma, CICA'nın kucaklayıcılığı ve dışa açıklığını arttırma gibi konularda aynı hedefte bulunmaktadır. Çin ve Türkiye, çok taraflı mekanizmalarda global ekonomik yönetimi geliştirme, iklim değişimi, enerji, gıda gibi konularda iyi eşgüdüm ve koordinasyon içinde bulunarak, bölgesel ve hatta global barış, istikrar ve kalkınmayı koruma ve geliştirmeye katkılarda bulunmuştur.

Günümüzde Çin-Türk ilişkisi siyasi alanda karşılıklı güven, ekonomik alanda karşılıklı yarar, kültürel alanda karşılıklı değişim, çok taraflı alanda karşılıklı destek gibi belirgin özellikleri göstermektedir. Çin tarafı ikili ilişkilerimizin mevcut durumundan memnun, ilişkilerimizin daha güzel bir geleceğe kavuşacağına inanmaktadır. Çin tarafı olarak, Türk tarafı ile birlikte gayret göstererek, aramızdaki stratejik ilişkilerin içeriğini zenginleştirerek, halklarımızın çıkarları için, Avrasya ve hatta dünya barışı, istikrarı ve refahına katkılar yapmayı sürdürmeyi temmeni ediyoruz.

Karşılıklı Yararlı ve Kazançlı Ekonomi ve Ticaret İş Ortağı

    Türkiye artık Çin'in ticaret, yatırım ve müteahhitlik alanında stratejik odağı oldu. Son zamanlarda, Çin-Türkiye ikili ticaretleri yoğunlaşarak, Çin Türkiye'ye yatırım miktarı hızla artarak, Türkiye'de müteahhitlik güçlü oranda devam etmesi ile ikili ekonomi ve ticaret işbirliği genel durumu iyi bir haldedir.

    İkili ticaretler yoğunlaşmaktadır. Türkiye istatistik verilerine göre, 2013 yılının Çin-Türkiye ticaret miktarı 28,3 milyar dolar olup tarihte yeni bir yol kat etmiştir. Çin Rusya'dan sonra Türkiye'nin ikinci İthalatçı ülkesi ve Fransa'dan sonra 17. İhracatçı ülkesi oldu. Değerlendirilmesi gereken şey son zamanlarda Çin vatandaşlarının Türkiye'yi ziyarette bulunulmasını tavsiye etmesi, Çin şirketlerinin Türkiye'den ithalat yapılmasında ivme kazanılması, Türk Hava Yolları gibi diğer şirketlerde Çin piyasasında rol alınılması gibi yöntemlerle ikili ticarette Türkiye ticaret açığı sorunu hafifletilmektedir. İki tarafında ortak çabaları altında Çin Türkiye ticaret açığı artışını yavaşlattı. 2014 yılının ilk yarısındaki artış hızı geçen sene ki oranlara göre %13 düşüş göstermiştir. Ayrıca turizm de Çin Türkiye hizmet sektöründe gelişme kaydetmeye devam etmektedir. Türkiye istatistik verilerine göre bu sene ilk altı ayda Çin'den Türkiye'ye gelen turist sayısı 89769 kişidir, % 40.83 oranında bir artış göstermiştir.

Çin'in Türkiye'ye yatırım miktarı büyük oranda artmaktadır. Çin ticaret bakanlığı istatistiklerine göre ilk 6 ay finansal olmayan doğrudan yatırımlar 178 milyon dolara ulaştı. Geçen seneki orana göre % 47.2 artış göstermiştir. Haziran ayının sonuna kadar Türkiye'ye biriken yatırım miktarı 846 milyon dolardır. Türkiye Ekonomi Bakanlığı'nın yayınladığı yeni verilere göre Ocak ayından Mayıs ayına kadar 40 üstünde Çin şirketleri Türkiye'ye gelip yatırım yapmışlardır. Mayıs ayının sonuna kadar Türkiye'de kayıtlı olan Çin şirketlerinin toplam sayısı 606 tanedir. Türkiye Gümrük ve Ticaret eski bakanı Hayati Yazıcı son zamanlarda "bu yılın ikinci çeyreğinde (Nisan -Haziran) Çin Türkiye'nin en büyük yatırım kaynağı olan ülkesidir." ifadesinde bulundu. Çin şirketleri Türkiye'ye yatırım isteği belli bir oranda artarken, yatırım alanları da geleneksel olan madencilik sektöründen ulaşım, enerji ve tarım sektörlerine dağılmaya başlamıştır.

CSR grubun Ankara'da yatırdığı 8100 milyon dolarlık raylı vagon fabrikasının ilk aşaması  5 Ağustos tarihi itibariyle resmi olarak açılışı yapılıp üretime başlandı. Gelecekte Ankara halkına gelişmiş metro vagonunu sunarak halkın hayatına kolaylık kazandıracaktır. New Hope Grubu Adana bölgesine yatırdığı 10 milyon dolarlık yem fabrikasının inşası ve ekipman oluşumu hemen hemen tamamlanmak üzere, Eylül sonuna kadar üretime geçmeyi planlamaktadır. Yerli köylüler ve çiftçiler üretime hizmet sunarken istihdam alanı da açmaktadır. Üstelik Çin'deki birçok şirket BOO tarzındaki termik santral inşasında katılmaya niyetlidir. Bu projeler gerçekleştirilebilirse yatırım miktarı ortalama 100 milyon dolara hatta 1000 milyon dolara ulaşabilir.

    Türkiye'de müteahhitlik güçlü oranda devam etmektedir. Çin Ticaret Bakanlığı'nın istatistik verilerine göre bu senenin ilk yarısı Çin Türkiye'de müteahhitlik anlaşma miktarı 300 milyon dolar, işletme miktarı 810 milyon dolara ulaşmıştır. Bu yılın ilk yarısı Çin şirketleri ihaleye giren müteahhitlik  projesinin toplam miktarı 10 milyar doları aşmıştır. Perspektifi ümit verici durumdadır. Birçok Türk arkadaşımızın hatırlayacağını sanıyoruz, bu sene 25 Temmuz'da CRCC ile CMC iki Çinli şirket ile iki Türk firması ortak yapımı olan Ankara –İstanbul hızlı tren projesi ikinci aşamasına geçildi. Dönemin Türkiye Başbakanı Erdoğan ve çok sayıda üst düzey katılımcı o gün ki açılış törenine katılmıştır. Bu proje Türkiye'nin iki önemli şehri olan Ankara-İstanbul arası ulaşımı 3 buçuk saate indirmiştir. Türk halkına uçak ve otobüs dışında daha ekonomik daha hızlı bir ulaşım imkanı sunmuş oldu. Aynı zamanda bu proje Çin hızlı tren sektörünün yurt dışına açılmasında "yoktan var etmektedir.". Önemli yayılım etkisi ve örnek fonksiyonlara sahiptir.

    Çin-Türkiye stratejik iş birliği ilişkilerinin derinleşmesiyle birlikte, Çin-Türkiye arasındaki ekonomi ve ticaret işbirliği eskiden olmadığı kadar hızlı bir yola girmiştir. İki ülkenin ortak çabaları altında, Çin-Türkiye ekonomi ve ticaret iş birliğinde yeni bir aşamaya geleceğine iki ülkenin halkınında ikili ortaklıktan yararlanacağına inanılmaktadır.

KARŞILIKLI DEĞİŞİM ve ETKİLEŞİMİN YAŞANDIĞI

İPEK YOLUNUN İKİ ESKİ UYGARLIĞI  

    Çin ve Türkiye'nin kültürel etkileşimi oldukça uzun bir geçmişe sahiptir.  Diplomatik ilişkilerin başlamasından bu yana iki ülke arasındaki etkileşim hızlı bir şekilde gelişmektedir. 1993 yılında imzalanan kültürel işbirliği protokolü uyarınca ile Çin ve Türkiye arasındaki ilişkiler daha da sağlamlaşmıştır. Bu işbirliği sonucunda kültürel alışverişimiz artarak devam etmiş ve iyi sonuçlar vermiştir.

      Çincede şöyle bir özdeyiş vardır: "Birbirlerini iyi tanıyanlar, aralarında binlerce kilometre mesafe olsa da komşu sayılırlar." 2010 yılında Türkiye'de, "Türkiye'de Çin'i Yaşayın" programı kapsamında 35 farklı etkinlik düzenlenmiştir. Bu etkinlikler arasında halk oyunları ve müzik gösterileri, film gösterimleri, yemek festivali, ekonomi ve ticaret forumları, gazetecilerle söyleşiler bulunmaktadır. Bu etkinlikler Türkiye'de büyük yankı uyandırmıştır. Dönemin Başbakanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan tebrik telgrafında "'Çin'i Yaşayın' etkinliklerinin Türk halkına eşsiz Çin kültürünü tanıttığını, iki ülke insanının birbirini daha yakından tanımasını sağladığını ve bu iki ülke insanına karşılıklı dostluk duygularını paylaşma fırsatı verdiğini" vurgulamıştır. 2013 yılında Türkiye Kültür ve Turizm Bakanlığı "Yüz Çinli Aydının Türkiye'yi Ziyareti" projesini hayata geçirmiştir. Proje bağlamında Nobel Edebiyat Ödülü sahibi Mo Yan'in de aralarında olduğu yüz Çinli aydının Türkiye'yi ziyareti, bu aydınların Türkiye hakkındaki bilgilerinin derinleşmesine ve iki ülkenin birbirini daha iyi tanımasına vesile olmuştur.

      Karşılıklı düzenlenen Çin ve Türk kültür yılları, pek çok güzelliklere sahne olmuş ve iki ülke halkını birbirine yakınlaştırmıştır. İki ülke liderinin istekleri doğrultusunda 2012 yılı Türkiye'de Çin Kültür Yılı ve 2013 yılı Çin'de Türk Kültür Yılı olarak kutlanmıştır. Bu kültür yılı programları diplomatik ilişkilerin kurulmasından bu yana karşılıklı düzenlenen en büyük, en uzun soluklu ve en geniş kapsamlı etkinlikler olmuştur. İki ülkede 60 şehirde düzenlenen 150'den fazla etkinlik, 5000'e yakın sanatçı ve aydın ile 600.000'den fazla ziyaretçinin katılımıyla gerçekleştirilmiştir. "İpek Yolu'nun Yeni Dili" olarak adlandırılan Çin Kültür Yılı'nın açılış töreni ve "Rumi'nin Çağrısı" olarak adlandırılan Türk Kültür Yılı'nın kapanış töreni muhteşem gösterilere sahne olmuş ve bu gösteriler izleyicilerde derin bir etki bırakmıştır.

    Bildiğiniz üzere İstanbul ve Pekin arasında kitaplar ile bir köprü inşa edilmiştir. 2013 yıllında Çin, 32. İstanbul Uluslararası Kitap Fuarı'nda onur konuğu olarak bulunmuş 2014 yılında da Türkiye, Pekin Uluslararası Kitap Fuarı'na aynı şekilde onur konuğumuz olarak katılmıştır. Her iki fuarda yaklaşık 150 ayrı basımevinin 8000'den fazla seçkin yayını ziyaretçilere sunulmuştur. Her iki fuara da ünlü yazarlar, sanatçılar, akademisyenler ve öğrenciler katılmış, fuar kapsamında kitap tanıtımları, paneller, film gösterimleri ile kaligrafi, ebru gibi uygulamalı sanatsal gösteriler düzenlenmiştir.  Bu kitap fuarları, karşılıklı olarak düzenlenen Türk ve Çin Kültür Yılları etkinliklerinden sonra, iki ülkenin yayınevleri arasındaki işbirliğini arttıran ve iki ülke insanı arasındaki köklü ilişkiyi pekiştiren etkinlikler olmuştur.  

    Bilindiği gibi Nevruz Bayramı ile Bahar Bayramı, Çin ve Türk kültürlerinde önemli yere sahiptir.  Her iki bayramda da benzer geleneksel uygulamalar bulunmaktadır; her ikisi de yeni bir başlangıcın, barışa ve geleceğe dair umutların ifadesidir. 2013 yılının mart ayında, Sincan bölgesinden gelen iki dans ve sanat topluluğu, Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı'nın "Nevruz Bayramı" etkinlikleri kapsamında Türkiye'de "Türk Kültür Dünyasının Başkenti " adı altında düzenlediği gösterilerde sahne almıştır. Dönemin Başbakanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan, gösterileri izlemiş ve sonrasında sahneye çıkan tüm topluluk üyelerine teşekkürlerini sunmuştur.  Bunu müteakip, 2014 yılının Şubat ayında, Çin Bahar Bayramı kutlamalarında Türkiye'nin dünya çapında ünlü dans topluluğu "Anadolu Ateşi" yüz milyondan fazla seyirciye zengin Türk kültür öğelerini içeren muhteşem bir dans gösterisi sunmuştur. Nevruz ve Bahar Bayramları'nda düzenlenen kültürel etkinliklerde karşılıklı olarak sunulan iyi dilekler ve paylaşılan mutluluk,  dostluğumuzu pekiştirmiştir.

    Türkçe ve Çince, iki eski dildir. İki ülkenin hızla gelişen ilişkileri sonucunda, bu iki dilin önemi günden güne artmaktadır. Şu anda, Ankara Üniversitesi ve Erciyes Üniversitesi'nde Çince Bölümü bulunmaktadır; Pekin Yabancı Diller Üniversitesi ile Çin İletişim Üniversitesi gibi Çin'in bazı üniversitelerinde de Türk Dili Bölümü kurulmuştur. Ayrıca, Ortadoğu Teknik Üniversitesi, Boğaziçi Üniversitesi ve Okan Üniversitesi ile Çin Üniversiteleri arasında yapılan işbirliği sonucunda adı geçen üç üniversitede Konfuçyüs Enstitüleri kurulmuştur. Türkiye'deki üniversitelerde Çince öğrenimini desteklemek amacıyla her yıl Çin hükümeti, Çince bölümlerine on kişilik Çin'de araştırma bursu verirken buna ek olarak, Çin ve Türk hükümetleri karşılıklı olarak her yıl 30 öğrenciye burs sağlamaktadır. Bunların dışında, "Rumi Projesi"ni hayata geçiren Türk hükümeti, yabancı öğrencilerin Türkiye'ye gelerek eğitim görmelerine destek vermekte, Türkiye Cumhuriyeti Milli Eğitim Bakanı da her yıl Çin'de düzenlenen Uluslararası Eğitim Fuarı'na katılmaktadır.

Bir Çin özdeyişinde söylendiği gibi, kültür, su gibidir, buharlaşsa dahi yok olmaz. Kültürel alışveriş, milletlerin birbirine dair algısının gelişmesine ve dostluklarına katkı sağlamaktadır. Çin ve Türkiye arasında "2014'ten 2017'ye Kültürel Değişim Projesi"nin imzalanması ve hayata geçirilmesi kültür ve sanat, bilim ve teknoloji, kitle iletişimi ve gençlerin eğitimi gibi pek çok alanda işbirliğine olanak sağlayacaktır.

 

         Çin Halk Cumhuriyeti Ankara Büyükelçisi Yu Hongyang

中华人民共和国驻土耳其共和国大使馆 版权所有 京ICP备06038296号 京公网安备110105002097
http://tr.china-embassy.gov.cn